Yemekhanenede yemek alırken insanların acı için saldırdıklarını farkkettim , genelde kültür tarzları bu yönde olan bu insanlar acıya karşı inanılmaz saygı ve hürmet duyuyorlardı.
"İşte seviyorlar" dedim.
Ama insan anatomisi ve edindiğim tecrübeler acının bir tat olmadığı ile ilgiliydi sevgi nedenini sorgulama gereği hissettim.
Sosyolojik ve karmaşık bir konu;
marketten fındık dedikleri o cok acı olan tarzda küçük biberlere gittim para verdim ve hakikaten acı , getirdim masaya koydum.beklemeye başladım.
sonra o bildik tarzda sohbetler başladı , ben yerim ben daha cok yerim buda acımı filan..
??
övünülecek birşeylerinden bahsettikleri belli idi , evet,
-acıyı övünülecek bir şey zannediyorlar (kimsenin tadı cok güzel oluyor dediğini duymadım.)
sonra bir tanesi buda acımı diyerek attı ağzına , birden terlemeye başladı su içti , sonra yoğurdun hepsini yedi ve dediki
buda acı mı dedi..
diğeride attı ağzına ondada bir kızarma bir kızarma
ve oda dediki olm bunda ne var laaa...
boncuk terler filan ....
nedenine gelince
hani bir laf varya ondan dedim
bunu yiyenler ,
nasıl olsa olan olmuş gelmişiz bu dünyaya koy dödüte raffan gitsin diyenler,
karmaşık şehir hayatından bir an olsun kendilerini bulanlar ,
Aşşağılık psikolojisini bu şekilde yenenler,
yada acı çok güzel bir tat aracı ,
bende attım ağzıma bir tane hangisidir diye ,
işte o zaman anladım,
hayatta o kadar çok tat varki ,
çok güzel tadı olmayan birşey diğerlerinin yokluğunda büyük bir tat olabilir.
yokluk ve coğrafi yapıdan dedim kendi kendime zira burda yetişecek başka bir şey olsa idi bu yenmezdi dedim.
yani herşeyi doğa belirliyor , insanla ilgili değil , insanın yapısı , yasanılan cevre ve cografyanın önemini anladım.
yokluk içinde sarıldıkları şey acı , gururla bahsetmelerine şapka çıkardım açıkcası.
0 Yorum:
Yorum Gönder