0
1986-87 mayıs gecesi annem erken yatmamı soledi. evde bir uğraş borekler açılıyor kokular geliyordu, kapının yanına eski pazar çantaları içi dolu bir şekilde konulmuş, kıyafetler hazırlanmış derken erkenden uyumuşum. Gece 4-5 gibi uyandırıldığımı hissettim "hadi kalk oğlum"! Bir baktım annem.Babamda kalkmış traş olmuş pazar sabahı... hep erken kalkan ben olurdum.Sabah pazar konseri(kanseri) vs. olurdu. Ama bu sefer hazırlıkların sebebi ne idi merak ettim. Derken gültepedeki fakirhanemizden ellerimiz dopdolu bir şekilde o dimdik yokuşu sabahın 5 inde yürümeye koyulduk. Yaklaşık 1 km yürüdükten sonra ben babamın omuzundayım tabi.. Minibüs yolunda sabahın 5inde teyzem ve diğer akrabaları gördük anladımki buluşmuşlar. Buraya kadar olan kısımda anlatımımı keseceğim zira ıstırap verecek eski güzellikler bu yolculuklarda uzunca aklıma gelir.Bu yazıda uzayıp gider. Kıssadan hisse.. Şimdi düşünüyorumda nasıl bir zaman nasıl bir hayat nasıl bir ortamdıki vardiyalı çalışan babalar pazar gecesi uykusuzluğu göze alıp arabasız bir şekilde çoluklu çocuklu elinde piknik tüpleri ile 2-3 çanta ve bir sürü azık , sırtta bir elde bir çocuk ile gültepeden karşıya geçip oradanda büyük adaya geçiyorlardı.. Ve inanın vapur bizim gibi 10-15 aile ile doluydu! Ve bizden sonraki vapur bomboş olurdu.. Güneşin adanın arkasından doğuşunu denizden izlemek.. Vapurdan iner inmez faytonla adanın el değmemiş son kıyılarına gitmek.. Farklı lehçe ile türkçe konuşan yaşlı rum kadınları.. Bir sabah kahvaltısı ki.. deniz , top , kağıt helva vs.. Bu nasıl bir hayat sevgisi idi.. Daha Önce de dediğim gibi bu başı boş doğada insan kendisini küçük hissederdi. Bu bir mutluluk kaynağı idi bir kadının güçlü kocasının omzunda huzur bulması gibi.
Ada 1986
1986-87 mayıs gecesi annem erken yatmamı soledi. evde bir uğraş borekler açılıyor kokular geliyordu, kapının yanına eski pazar çantaları içi dolu bir şekilde konulmuş, kıyafetler hazırlanmış derken erkenden uyumuşum. Gece 4-5 gibi uyandırıldığımı hissettim "hadi kalk oğlum"! Bir baktım annem.Babamda kalkmış traş olmuş pazar sabahı... hep erken kalkan ben olurdum.Sabah pazar konseri(kanseri) vs. olurdu. Ama bu sefer hazırlıkların sebebi ne idi merak ettim. Derken gültepedeki fakirhanemizden ellerimiz dopdolu bir şekilde o dimdik yokuşu sabahın 5 inde yürümeye koyulduk. Yaklaşık 1 km yürüdükten sonra ben babamın omuzundayım tabi.. Minibüs yolunda sabahın 5inde teyzem ve diğer akrabaları gördük anladımki buluşmuşlar. Buraya kadar olan kısımda anlatımımı keseceğim zira ıstırap verecek eski güzellikler bu yolculuklarda uzunca aklıma gelir.Bu yazıda uzayıp gider. Kıssadan hisse.. Şimdi düşünüyorumda nasıl bir zaman nasıl bir hayat nasıl bir ortamdıki vardiyalı çalışan babalar pazar gecesi uykusuzluğu göze alıp arabasız bir şekilde çoluklu çocuklu elinde piknik tüpleri ile 2-3 çanta ve bir sürü azık , sırtta bir elde bir çocuk ile gültepeden karşıya geçip oradanda büyük adaya geçiyorlardı.. Ve inanın vapur bizim gibi 10-15 aile ile doluydu! Ve bizden sonraki vapur bomboş olurdu.. Güneşin adanın arkasından doğuşunu denizden izlemek.. Vapurdan iner inmez faytonla adanın el değmemiş son kıyılarına gitmek.. Farklı lehçe ile türkçe konuşan yaşlı rum kadınları.. Bir sabah kahvaltısı ki.. deniz , top , kağıt helva vs.. Bu nasıl bir hayat sevgisi idi.. Daha Önce de dediğim gibi bu başı boş doğada insan kendisini küçük hissederdi. Bu bir mutluluk kaynağı idi bir kadının güçlü kocasının omzunda huzur bulması gibi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder